Tutuklama Nedir?
Tutuklama; bir suç şüphesi nedeniyle kişinin özgürlüğünün geçici olarak kısıtlanması şeklinde uygulanan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenmiş bir koruma tedbiridir. Suç işlediği iddia edilen şüpheli ya da sanığın, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını sağlamak amacıyla hakim ya da mahkeme kararıyla tutukevine yerleştirilerek özgürlüğünden yoksun bırakılmasıdır. Tutuklama kararı, genellikle Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilir. Hakim bu kararı verirken şüpheli veya sanığın kaçma, delilleri karartma veya yeniden suç işleme ihtimallerini ve bu tedbirin gerekli-orantılı olup olmayacağını detaylıca değerlendirir.
Bu tedbir, ancak kişinin bir suçu işlediğine dair makul bir şüphe bulunması durumunda uygulanır. Özgürlüğün bu şekilde kısıtlanması ağır bir müdahale olduğundan, yasal prosedürler çerçevesinde ve titizlikle uygulanmaktadır.
Tutuklanan Bir Kişi Hangi Haklara Sahiptir?
Öncelikle belirtmek gerekir ki tutuklanan kişi ‘’suçlu’’ ya da ‘’fail’’ olarak anılmaz. Bu tedbir alındığında kişinin henüz suçu işlediği kanıtlanmamış ve hükme bağlanmamıştır. Maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için öncelikle soruşturma ve kovuşturma süreçleri işletilecektir. Soruşturma aşamasında suç işlediğine dair makul bir şüphe bulunan kişiye ‘’şüpheli’’; kovuşturma aşamasında suç işlediği iddiasıyla hakkında iddianame düzenlenerek kamu davası açılan kişiye ise ‘’sanık’’ denmektedir. Bu konuları detaylıca anlattığımız ‘’Ceza Yargılaması Nedir? Süreç ve Temel Bilgiler’’ makalemizi de okumanızı tavsiye ederiz.
Aleyhine suç isnat edilen kişinin özgür kalmasının kamunun ve yargılama sürecinin güvenliği adına tehlikeli olması halinde sulh ceza hakimi şüphelinin soruşturma aşaması boyunca tutuklu kalmasına karar verebilir. Kamu davası açıldıktan sonraki kovuşturma aşamasında da davaya bakacak mahkeme bu tutukluluğun devam edip etmeyeceğine karar verecektir. Bütün bu tutukluluk sürecinde şüpheli veya sanığın birtakım hakları ve belirli yasal prosedürler vardır. Bu prosedürlerin yerine getirilmemesi ya da tutuklu kişinin hukuken sahip olduğu adil yargılanma hakkını kullanmasına izin verilmemesi tutuklama sürecini hukuka aykırı hale getirebilir, bu süreçte yetkili kişilerin yasal sorumluluğunun doğmasına sebep olabilir. Tutuklu kişinin tutuklama süreci boyunca sahip olduğu ve özgürce kullanabileceği adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakları sizler için derledik.
1-Suç İsnat Edilme ve Tutuklanma Sebeplerini Öğrenme Hakkı
Tutuklanan kişi, neden suçlandığı ve tutuklandığı konusunda derhal bilgilendirilme hakkına sahiptir. Kişinin kendini savunabilmesi için hangi suçla neden suçlandığını ve neden tutuklandığını bilmesi gerekir. Bu hakkın kullanılması savcılık, kolluk ya da mahkeme tarafından sağlanır.
2-Haklarını Öğrenme Hakkı
Tutuklanan kişinin sıradan bir insan kabul edilerek tutukluluk süreci boyunca sahip olacağı haklar konusunda bilgilendirilmesi gerekmektedir. Derhal yerine getirilmesi şarttır, aksi halde avukata görüşme, susma gibi diğer haklar konusunda da kayıplara sebep olacaktır.
3-Avukatla Görüşme ve Savunulma Hakkı
Uluslararası insan hakları belgelerine göre herkesin savunma ve savunulma hakkı vardır.. Bu doğrultuda; tutuklu, kendini savunması için istediği avukatı seçme özgürlüğüne sahip olmakla birlikte maddi koşulları bir avukat tutmaya el vermiyorsa Ceza Muhakemeleri Kanunu gereğince devlet tarafından bir müdafi/avukat atanması zorunludur. (Şüpheli veya Sanık avukatları müdafi olarak anılır.) Tutuklama kararı verilirken ve sürecin devamında kişinin bir avukatının olması şarttır. Tutuklunun avukatıyla gizlilik içinde görüşme hakkı da bu uygulamaya dahildir. Bu uygulama, kişinin adil yargılanma hakkının bir parçası olan savunma hakkını kullanabilmesi ve yargılama sürecinde eşit şekilde temsil edilmesini sağlamak üzere getirilmiştir.
4-Masumiyet Karinesinden Yararlanma Hakkı
Masumiyet karinesi, bir kişinin suçluluğunun kesinleşmiş mahkeme kararıyla ispatlanana kadar suçlu sayılamamasıdır. Karine, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, Ceza Muhakemesi Kanunu ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınmıştır. Adil yargılanma hakkının ve insan haklarının bir parçası olan temel bir hukuk ilkesidir. Kişi hakkında suçlu olduğuna dair hüküm verilene kadar masum kabul edilir; kişi, fail ya da suçlu olarak değil şüpheli ya da sanık olarak anılır.
5-Susma Hakkı
Anayasal bir hak olan ifade özgürlüğünün bir parçasıdır. Tutuklu kimlik bilgileri dışında hiçbir konuda konuşmak zorunda bırakılamaz. Tutuklunun sorulan sorulara cevap vermesi için zorlanması hukuka aykırıdır. Hukuka aykırı şekilde (örneğin şiddet uygulayarak) cevap vermeye zorlanması ise yetkililer bakımından (susma hakkının ihlali dışında) daha büyük bir yasal sorumluluk meydana getirecektir. Susmak, suçun ikrar edildiği anlamına gelmez.
6-Makul Sürede Yargılanma Hakkı
Kişinin özgürlüğünün haksız yere kısıtlanması ciddi bir hak ihlalidir. Tutukluluk süresinin gereksiz yere uzatılması da bu hak ihlali kapsamındadır. Tutuklunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edilmemesi için yargılama sürecinin hızla işletilmesi ve tutuklama süresinin kötü niyetle uzatılmaması gerekir.
7-Yakınlarına Haber Verilme ve Yakınlarıyla Görüşme Hakkı
Tutuklanan kişinin durumunun yakınlarına bildirilmesi şarttır. Yabancı bir devlet vatandaşı ise devletinin konsolosluğuna bilgi verilmesi zorunluluktur.
İnfaz Kanunu’na göre yargılama sürecinde tutuklu kişilerin genel düzene uymak koşuluyla ziyaretçi kabul etme hakkı vardır. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı; kovuşturma aşamasında hakim/mahkeme davanın güvenliği için ziyaretçi kabulünü yasaklayabilir ya da kısıtlayabilir.
8-Kanıtlara Erişim Hakkı
Tutuklu, savunma hakkını sağlıklı bir şekilde kullanabilmek için gerekli bütün delillere erişme hakkına sahiptir. İsnat edilen haksız suçlamaları reddedebilmesi, lehine delilleri savunmasında kullanabilmesi açısından elzem bir haktır.
9-Kefaletle Salıverilmeyi İsteme Hakkı
Ceza Muhakemesi Kanunu, şüpheli veya sanığın tutuklanmasına alternatif olarak uygulanabilecek tedbirleri de düzenler. Bunlardan biri de kefaletle serbest bırakmadır. Şüpheli veya sanık, hakimin kaçma riski ve kamu güvenliğini değerlendirmesi sonucunda verdiği karar ile teminat bedeli ödeyerek ya da mal varlığını güvence göstererek geçici olarak serbest bırakılmaktadır. Teminatın ya da malvarlığına el koymanın amacı şüpheli veya sanığın yargılama sürecine aktif olarak katılmasını ve kaçmamasını teşvik ederek sürecin duraksamadan ilerlemesini sağlamaktır; davalara katılma yükümlülüğü yerine getirilirse sürecin sonunda geri verilmektedir. Yükümlülüklere dikkat edilmemesi halinde ise yeniden tutuklama riski doğmaktadır.
10-Kötü Muameleye Karşı Korunma Hakkı
Tutuklunun işkence, kötü ve insanlık dışı muameleye maruz bırakılması ciddi bir insan hakları ihlalidir. Kötü muameleye karşı korunma hakkı, TC Anayasası ve uluslararası insan hakları sözleşmeleriyle (en önemlisi AİHS) güvence altına alınmıştır. Yargılama süreci boyunca bu hakkın ihlali yetkililerin ciddi sorumluluğuna yol açmaktadır, maruz bırakanları ilgili mercilere şikayet etmek önemlidir.
CPT (İşkence ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezadan Koruma Komitesi) Avrupa Konseyi tarafından oluşturulmuş, cezaevlerinde insan hakları ihlallerini önlemeyi amaçlayan bir mekanizmadır. CPT, mahkumlara ve tutuklulara yapılan fiziki güç içeren müdahaleleri kayıt altına almaktadır. Bu müdahalelere maruz kalan tutukluların muayene ve tedavi haklarını korur.
Ceza ve infaz kurumlarındaki uygulamalarla ilgili sorunlar veya ayrımcılık iddiaları söz konusu olduğunda, Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvurulabileceği gibi, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na da (online veya posta yoluyla) başvurmak mümkündür.
11-Sağlık Kontrolünden Geçme Hakkı
Tutuklanan kişinin sahip olduğu sağlık kontrolünden geçme hakkı, tutukluluk sürecinde kötü muameleye maruz kalıp kalmadığının kanıtlanması ve sağlık durumunun iyi olduğundan emin olunması amacıyla sağlanmış bir haktır. Kişinin fiziksel ve ruhsal sağlığını korumayı amaçlar.
Kişi tutuklandığında ya da cezaevine girerken sağlık kontrolünden geçirilir ve sağlık durumu belgelenir. Bu kontroller kötü muameleye maruz kalma iddiasına karşı delil ve koruma oluşturur. Ayrıca kişi tutuklu olduğu süreç boyunca ihtiyaç duyduğu her an tıbbi yardım talep etme hakkına da sahiptir. Kontroller sırasında tutuklu kişinin mahremiyetinin korunması da hakkın ihlal edilmemesi bakımından önem taşır, kişinin doktorla yalnız görüşme hakkı vardır.
12-Şikayet ve İtiraz Hakkı
Tutuklunun bulunduğu kurumun işlem veya eylemlerine karşı infaz hakimliğine şikayette bulunma hakkı vardır. İnfaz hakimi şikayet üzerine telafisi zor ve imkansız zararlara yol açacak işlem ve eylemlerin durdurulmasına ilişkin karar verebilmektedir. Bu kararlar duruşmasız şekilde dosya üzerinden 1 hafta içinde ilgili belgeler incelenerek ve savcılığın görüşü alınarak verilir. Disiplin cezalarına karşı yapılan şikayetler de tutuklunun savunması alınarak ve gerekli belgeler toplanarak incelenmektedir.
Tutuklunun infaz hakimliğinin verdiği bu kararlara karşı 7 gün içinde itiraz etme hakkı da mevcuttur. İtirazlar infaz hakimliği yargı çevresindeki ağır ceza mahkemesine yazılı olarak yapılmaktadır. Ağır ceza mahkemesinin bu konuda verdiği kararlar kesindir. Ancak 30 gün içerisinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurulabilir. AYM’nin kararını öğrendikten itibaren 4 ay içerisinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de gidilebilir.
13-Tutukevindeki Koşullara Dair Haklar
Tutuklunun tutukevinde bulunduğu süreçte gündelik yaşamını devam ettirebilmesi için birtakım haklara sahip olması gerekir. Bu hakların kullanımı tutukevinin düzeni açısından birtakım şartlara bağlıdır. Tutuklunun şartları sağlaması halinde kullanmayı talep edebileceği hakları şöyle sıralayabiliriz:
- Telefonla Haberleşme Hakkı
- Ziyaretçi Kabul Etme Hakkı
- Mektup, Faks, Telgraf Alma ve Gönderme Hakkı
- Televizyon, Radyo, İnternet, Bilgisayar Kullanma Hakkı
- Dışarıdan Gelen Hediyeleri Alma Hakkı
- Kütüphaneden Yararlanma Hakkı
- Etkinliklere Katılma ve Sohbet Hakkı
- İzin Hakkı
- Sağlığa Erişim Hakkı
- Hijyenli Koşullarda Barınma Hakkı
- Besin ve Temiz Suya Erişim Hakkı
- Disiplin Cezalarına ve Cezalara itiraz Hakkı
- Örgün ve Açık Öğretime Katılma Hakkı
- Oy Kullanma Hakkı (sadece taksirli suçlardan hüküm giymiş olanlar)
- Dinin İbadetlerini Yerine Getirme Hakkı
Tutuklama tedbiri, kişinin en temel haklarından olan özgürlüğünü kısıtlamaktadır, suç şüphesi halinde hakim tarafından verilebilen en ağır tedbirlerdendir. Özgürlüğün hukuka aykırı olarak kısıtlanmasını engellemek, bu süreçte yukarıda saydığımız hakların ihlal edilmesini önlemek ya da yapılan hak ihlallerinin telafi edilmesini sağlamak amacıyla uzman bir ceza avukatıyla çalışmak elzemdir.