Yakalama Kararı Nedir ve Neden Verilir?

Yakalama kararı, bir kişinin özgürlüğünü belirli hukuki sebeplerle geçici olarak kısıtlamak amacıyla uygulanan bir koruma tedbiridir. 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda yer alan tedbirlerden biridir. Kişi özgürlüğünü ciddi derecede kısıtladığından sıkı şartlara tabi tutulmuştur. Bu şartlara uyulmadan uygulanan yakalama tedbiri hukuka aykırı olur ve yakalanan kişi lehine itiraz hakkı doğar.

Genel kural, hakim tarafından yakalama emri çıkarılması ve bu emrin Cumhuriyet savcısı ve kolluk tarafından yerine getirilmesidir. Ancak acil durumlarda yani tedbirin gecikmesinde sakınca bulunan hallerde (suçüstü hali gibi) bir hakim kararı olmaksızın kolluk veya savcının talimatıyla yakalama tedbiri uygulanması mümkündür. Olay ve yakalanan kişi hakkında derhal Cumhuriyet savcısına bilgi verilir ve sözlü emir doğrultusunda işlem yapılır. Sözlü emir en kısa zamanda yazılı emre dönüştürülmelidir.

Kişinin özgürlüğünün kısıtlanması ağır bir insan hakları ihlalidir, bu sebeple yakalama kararı verilirken haklı nedenlerin varlığı önemlidir. Bu nedenlerden birkaçını sizler için sıralıyoruz:

  • Soruşturma ve Kovuşturma Aşamasında Kaçması ya da Kaçma Şüphesi Olması
  • Kendisine veya Başkasına Zarar Verme Riski
  • Delilleri Karartma Şüphesi ve Delilleri Koruma İhtiyacı
  • Tanıklar, Mağdurlar ve Diğer Kişileri Etkileme Riski
  • Kişinin Çağrı Üzerine Mazeretsiz Gelmemesi
  • Kişinin Mahkemeye Gelmemesi Üzerine Zorla Getirilmesi Amacı

Kolluk bu nedenlerle yakalama tedbirini uyguladıktan sonra yakalanan kişiye yasal haklarını bildirmekle yükümlüdür. Bu hakları ‘’Tutuklanan Kişilerin Bilmesi Gereken 13 Temel Hak’’ makalemizde anlatmıştık. Bu haklara ek olarak yakalama emri üzerine yakalandıktan sonra 24 saat içinde hakim karşısına çıkarılma hakkı da vardır.

Yakalama emrinin çıkarılmasına temel oluşturan nedenin ortadan kalkması durumunda mahkeme, hakim veya Cumhuriyet savcısı derhal yakalama emrinin iadesini ister. Bu aşamalarda herhangi bir hak ihlali yaşanmaması için uzman bir ceza avukatı ile çalışmakta fayda vardır.

Ek olarak 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 90.maddesinde bazı hallerde resmi görevli olmayanlara da yakalama yetkisi verilmiştir. Suçu işlerken yakalanan ve kaçma olasılığı bulunan veya kimliğini hemen belirleme olanağı bulunmayan kişi, olaya tanık olmuş resmi görevli olmayan bir kişi tarafından yakalanarak kolluk görevlilerine teslim edilebilir. Suçun teşebbüs aşamasında kalmış olması bu yetkiyi hukuka aykırı hale getirmez. Bu uygulamanın amacı kolluğun yetişmesinin mümkün olmadığı durumlarda kamu düzenini korumaktır.

Yakalama Süreci Nasıl İlerler?

Soruşturma evresinde, çağrı üzerine gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüpheli hakkında, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından yakalama emri düzenlenebilir. Verilen yakalama kararı hemen Genel Bilgi Toplama (GBT) sistemine kaydedilir; kişinin yakalanması, takipsizlik (kovuşturmaya yer olmadığı) veya beraat kararı verilmesi, kamu davasının düşmesi veya reddi hâlinde GBT’den silinir.

Hâkim veya mahkemenin verdiği yakalama emri üzerine, soruşturma ve kovuşturma aşamasında yakalanan kişi en geç 24 saat içinde yetkili hâkim veya mahkeme önüne çıkarılır. Bu kişi hâkim veya mahkeme önüne çıkarılamıyorsa, sesli ve görüntülü sistem kullanılarak sorgusu yapılır veya ifadesi alınır.

Şüpheli ve sanık yakalandığında, Cumhuriyet savcısı emriyle bir yakınına gecikmeksizin haber verilir. Yakalanan kişi yabancı ise, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilir. Yakalama işlemi bir tutanağa bağlanır. Bu tutanak; hangi suç nedeniyle, hangi koşullarda, nerede, ne zaman yakalandığını ve kimlerin yakaladığını, hangi kolluk görevlisi tarafından tespit edildiğini, haklarının tam olarak anlatıldığını detaylı ve açıkça içermelidir.

Yakalanan kişi, gerekli işlemlerden sonra serbest bırakılmazsa gözaltına alınır.

Yakalama Tedbiri Hangi Durumlarda Uygulanamaz?

  • 12 Yaş Altındaki Çocuklar için

Daha önceki makalelerimizde de bahsettiğimiz gibi suç işleyen çocuklar için ‘’suça sürüklenen çocuk’’ tabiri kullanılmaktadır. Yakalama tedbiri 12-15 yaş grubu ve 15-18 yaş grubundaki çocuklar için belirli şartlarla son çare olarak uygulanabilse de 0-12 yaş grubundaki çocukların cezai sorumluluğu olmadığından yakalama emri verilemez.

  • 15 Yaşının Altındaki Sağır ve Dilsizler İçin

0-15 yaş grubundaki sağır ve dilsizlerin cezai sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu sebeple bu kişiler hakkında yakalama emri çıkarılamaz ve bu kişiler sadece kimlik ve suç tespiti tespiti amacıyla yakalanabilir.

  • Sadece Adli Para Cezası Gerektiren Suçlar için

Türk Ceza Kanunu’nda veya diğer özel kanunlarda hapis cezası öngörülmeyip sadece adli para cezası gerektiren suçları işleyen kişiler aleyhine yakalama kararı verilemez.

  • Diplomatik Dokunulmazlığa Sahip Kişiler için

Diplomatik dokunulmazlığa sahip kişiler, uluslararası hukuka göre belirli görev ve statülere sahip olan ve görev yaptıkları ülkede cezai, idari, hukuki sorumluluklardan ve bazı vergilerden muaf tutulan kişilerdir. Diplomatik dokunulmazlık, diplomatik ilişkilerin sorunsuz bir şekilde yürütülmesi amacıyla tanınan bir ayrıcalıktır. Büyükelçiler ve elçiler, diplomatik misyon üyeleri ve aileleri, konsoloslar ve konsolosluk görevlileri, uluslararası örgütlerin temsilcileri, özel diplomatik görevliler görev süreleri boyunca diplomatik dokunulmazlığa sahiptirler. Bu kişilerin görevli oldukları ülkede cezai sorumlulukları yoktur. Bu sebeple tutuklanamaz, yaklanamaz, gözaltına alınamazlar; kısaca onlar üzerinde koruma tedbirleri uygulanamaz. İşledikleri suçlar için ancak kendi devletleri tarafından kendi yasalarına göre yargılanabilirler.

  • Soruşturması veya Kovuşturması Şikayete ya da İzne Tabi Suçlar İçin

Kanun’da düzenlenmiş suçlardan bazılarının soruşturması veya kovuşturması şikayete ya da izne tabi tutulmuştur. Bu suçlarda kişi hakkında gerekli şikayet yapılmadan ya da izin verilmeden soruşturma ya da kovuşturma yapılamaz, aynı zamanda yakalama emri de verilemez.

Gözaltına Alma Tedbiri Nedir ve Neden Verilir?

Gözaltı kararı, kişinin hakim kararı olmaksızın savcılık kararı ile kolluk tarafından özgürlüğünün geçici olarak sınırlandırılmasıdır. Yakalanan kişinin hakkındaki işlemlerin tamamlanması amacıyla alınan bir karardır. İlgili makamdan gelecek emrin gecikmesinde sakınca bulunan ve soruşturmanın selameti için gerekli olan hallerde gözaltı tedbirine başvurulmalıdır.

Hakim kararı olmadan verilen gözaltı kararı, ilgili düzenlemelerle belirlenen şartlara uyulmaması halinde hukuka aykırı hale gelebilmektedir. Tedbirin uygulanabilmesi için ciddi ve somut delillerin varlığı aranır.

Gözaltı Kararı Nasıl Alınır?

Gözaltı kararı; güçlü ve somut delillerin, tanık ifadelerinin veya ihbarın varlığı halinde Cumhuriyet savcısı tarafından verilir. Emir, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde sonradan yazılı hale getirilmek üzere sözlü olarak da verilebilir. Kişinin belirli suçları işlerken veya suçüstü yakalanması halinde kolluğa da geçici gözaltı kararı verme yetkisi tanınmıştır. 

Kişi, gözaltı süresi bittiğinde ya da bitmeden savcılığa sevk edilir. Savcı kişi hakkında yeterli delil ve şüphe bulunması halinde tutuklama kararı almak üzere mahkemeye sevk edebilir. Mahkeme, tutuklama tedbiri uygulanmasına ya da adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakılmasına karar verebilir.

Gözaltına Alma Süresi Ne Kadardır?

Gözaltı süreleri suçlara göre değişiklik gösterebilmektedir.

  • Bireysel Suçlarda

Genel gözaltı süresi yakalama anından itibaren en fazla 24 saattir. En yakın hakim veya mahkemeye gönderilme süresi ise en fazla 12 saat olmalıdır. Bir kişi toplamda (24 saat gözaltında kalma + 12 saat mahkemeye gönderilme) 36 saatten fazla gözaltında tutulmamalıdır.

  • Toplu Suçlarda

Toplu suç, üç veya daha fazla kişinin işlediği suçlardır. Aralarında iştirak iradesi bulunması gerekmez. Bir suçun üçten fazla kişi tarafından işlenmesi halinde maddi gerçeğin ortaya çıkması, delillerin toplanması daha da zorlaşacağından 24 saat olan gözaltı süresi arttırılmıştır. Her defasında 1 günü geçmemek şartıyla Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile en fazla 3 gün uzatılabilir. Toplu suçlarda gözaltı süresi toplamda 4 günü aşamaz, yazılı hale getirilmek üzere sözlü olarak emir verilemez. 4 günlük maksimum süre en yakın hakim ve mahkemeye gönderilmesini içermez, diğer suçlar gibi toplu suçlarda da bu süre 12 saati aşamaz.

Yakalama ve Gözaltına Alma Tedbirlerine İtiraz Süreci Nedir ve Nasıl İşlemektedir?

Yakalanan/gözaltına alınan kişi, avukatı, kanuni temsilcisi veya yakınları (eş, çocuklar, kardeş vb. gibi) sulh ceza hakimliğine 24 saat içinde itiraz başvurusunda bulunabilmektedirler. Sulh ceza hakimi itirazı 24 saat içinde değerlendirir. İtiraz kabul edilebilir ya da reddedilebilir. Kabul edilirse Cumhuriyet savcısı sulh ceza hakiminin bu kararına itiraz edemez. Yeniden yakalama yasağı sebebiyle yeni deliller ortaya çıkmadıkça kişi hakkında tekrar yakalama veya gözaltı tedbiri uygulanamaz. Kişinin yaptığı itirazın reddedilmesi halinde tedbir uygulanmaya devam eder. Cumhuriyet savcısı sulh ceza hakiminden kişi hakkında tutuklama emri çıkarılmasını, adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasını ya da serbest bırakılmasını talep edebilir.

Yakalama Tedbiri ve Gözaltı Tedbirlerinin Tutuklama Tedbiri ile Arasındaki Farklar Nelerdir?

  • Yakalama ve Gözaltı Kararları Arasındaki Fark

Bu tedbirler art arda uygulanmaktadır. Yakalama tedbiri; şüphelinin kolluk kuvvetleri (ya da vatandaş) tarafından yakalanması, kontrol altına alınması ile başlar. Yakalama kararını yukarıda da anlattığımız gibi istisnaları olmakla birlikte genel olarak hakim verirken gözaltı kararı hakim kararı olmaksızın Cumhuriyet savcısı tarafından verilir.

Gözaltı tedbiri ise yakalama sonucunda savcının verdiği serbest bırakmama kararıdır. Yakalama kararı suçun işlendiği anda ya da kısa bir süre sonra verilirken gözaltı kararı yakalama tedbiri sonucunda yapılan sorgulamada elde edilen bilgiler ışığında verilir. Gözaltı tedbirinin maddi gerçeği ortaya çıkarmak üzere gerekli olup olmadığı Cumhuriyet savcısı tarafından değerlendirilir.  Bu iki tedbir de yargılamanın selameti için alınan önemli tedbirlerdir.

  • Yakalama ve Tutuklama Kararları Arasındaki Fark

Yakalama tedbiri, bir kişinin şuç işlendiğine dair kuvvetli şüphe bulunması halinde istisnaların varlığı ile birlikte çoğunlukla hakim kararı ile kolluk kuvvetleri tarafından kontrol altına alınması, soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi ve delillerin karartılma riskini ortadan kaldırmak amacıyla ele geçirilmesidir. Ya gözaltı kararı ya da serbest bırakma ile sonuçlanmaktadır. Yakalama sonucunda gözaltı kararı alınırsa kişi nezarethanede tutulur.

Tutuklama ise bir kişinin suç işlediğine dair kuvvetli şüphe ve deliller sonucunda kaçma, delilleri karartma gibi riskleri ortadan kaldırmak amacıyla hakim kararı ile cezaevine konulmasıdır. Genellikle yakalama ve gözaltı tedbirlerinden sonra uygulanmaktadır, ancak doğrudan bu kararın verilmesinde de bi sakınca bulunmamaktadır.

  • Gözaltı ve Tutuklama Kararları Arasındaki Fark

Gözaltı ve tutuklama tedbirleri arasındaki en büyük fark süreleridir. Gözaltı tedbiri, yakalama tedbirinden sonra uygulanan belirli süreli bir koruma tedbiridir. Yukarıda da açıkladığımız üzere genel gözaltı süresi 24 saati aşamamakta, toplu suçlarda da en fazla 4 gün (her seferinde en fazla 1 gün arttırılarak) olabilmektedir. Yakalanan kişiyi bu sürelerden fazla nezarethanede tutmak hukuka aykırıdır. Süre dolduğunda, yakalanan kişi serbest bırakıldığında ya da hakim karşısına çıkarıldığında tedbir sona erer.

Tutuklama tedbirinin ise belirli bir süresi yoktur. Belirli periyotlarla karar gözden geçirilir, tutuklama nedenleri yeniden değerlendirilir. Tutuklama nedenleri ortadan kalktıysa, hakim re’sen, savcı istemi üzerine ya da şüpheli veya sanığın talebi üzerine tutuklama tedbirini sona erdirebilir.

İkinci bir fark ise; tutuklama kararı mutlaka bir hakim tarafından verilmeliyken gözaltı kararında hakim kararı aranmaması, kararı Cumhuriyet savcısının almasıdır. Kişi, gözaltı tedbirinde nezarethanede tutulurken tutuklama tedbirinde cezaevinde tutulmaktadır. Aynı delillerle gözaltı kararı almak daha kolayken tutuklama kararı almak daha zordur. Tutuklama şartları ve süresi itibariyle yakalama ve gözaltı tedbirlerinden daha ağır bir tedbir olarak görülmektedir. Bu tedbirleri uygularken belirlenmiş şartlara uyulmaması, yeterli delil veya şüphelerin bulunmaması halinde bu kararları almak veya devam ettirmek ciddi insan hakları ihlalleri oluşturmaktadır. Bu sebeple bu aşamalarda uzman bir ceza avukatıyla işbirliği içinde olmak hak ihlallerine uğramamak açısından elzemdir.

Tutuklama tedbiri hakkında daha fazla bilgi edinmek için ‘’Tutuklama Nedenleri ve Tutuklamaya İtiraz Süreci’’ makalemizi de okumanızı öneririz.

Sonuç

Yakalama ve gözaltı tedbirleri, kişilerin özgürlüğünü kısıtlayan ciddi hukuki işlemlerdir ve bu nedenle sıkı şartlara tabi tutulmuşlardır. Bu tedbirlerin uygulanmasında, yargı mercilerinin ve kolluk güçlerinin hukuki sınırlar içinde hareket etmesi, bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunması açısından büyük önem taşır. Özellikle, bu tedbirlerin yanlış veya haksız bir şekilde uygulanması, telafisi zor insan hakları ihlallerine yol açabilir.

Kişinin özgürlüğünün sınırlandırılması, yalnızca somut delillerin varlığı ve yargılama sürecinin selameti için gerekli görüldüğünde başvurulması gereken bir yöntemdir. Yakalama ve gözaltı tedbirlerine maruz kalan bireylerin, bu süreçlerde hukuki destek alması, hak ihlallerinin önüne geçilmesinde kritik bir rol oynar. Aynı zamanda, yargı sürecinde bu tedbirlere itiraz haklarının etkin bir şekilde kullanılabilmesi de adil yargılama ilkesinin bir gereğidir.

Sonuç olarak, yakalama ve gözaltı tedbirleri, kamu düzenini ve yargı sürecinin etkinliğini sağlama amacı taşır; ancak bu tedbirler uygulanırken bireylerin temel haklarına saygı gösterilmesi ve hukuka uygun hareket edilmesi gerekmektedir. Bu tür hukuki süreçlerde, uzman bir ceza avukatından destek almak, hem hakların korunması hem de sürecin adil bir şekilde yürütülmesi açısından büyük önem arz eder.

Öğrenci Stajyer Feray KARAALİ