1.Aile Konutu Nedir?
Aile konutu, eşlerin evlilik birliğinin devamı sırasında ortak yaşamı sürdürmek üzere birlikte yaşadığı konuttur. Konut olarak kullanmaya elverişli taşınır veya taşınmazlar aile konutu olabilir. Uygulamada aile konutunun taşınır olduğuna dair çok örnek yoktur. Ancak şartları sağlaması halinde bir taşınırın aile konutu olması önünde engel oluşturacak bir düzenleme de yoktur.
Eşlerden birinin konut üzerinde ayni veya şahsi bir hakkı bulunmalıdır ve bu konutun aile üyeleri tarafından fiilen kullanılması gerekir. Aile konutu tek bir konuttur, ikincil nitelikteki konutlar aile konutu sayılmaz. Örneğin; yazlık, dağ evi gibi konutlar aile konutu değildir.
Türk Medeni Kanunu’nun 194.maddesinin gerekçesinde aile konutu ‘’eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı, anılarla dolu bir alandır.’’ olarak tanımlanmıştır.
1.1. Aile Konutu Belirlenmesinin Amacı Nedir?
Türk Medeni Kanunu’nun 194.maddesi eşlerin aile konutlarıyla ilgili hukukî işlemlerde eşlerin serbestliği ilkesine istisna getirmiş ve böylece, aile konutu ile ilgili bazı hukukî işlemlerin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kabul edilmiştir. Çünkü bu denli önemli bir malvarlığıyla ilgili olarak eşlerin tek başlarına hukukî işlemleri yapması diğer eşin önemli yararlarını etkileyebilir. Esasen evlilik birliğinin korunması amaçlanmıştır.
Bu madde konutun maliki, konut üzerindeki irtifak hakkının sahibi veya konut ile ilgili kira sözleşmesinin tarafı olmayan diğer eşin açık rızası alınmadan konut üzerinde tasarruf edilmesini engellemeyi amaçlar. Aile konutu üzerinde ayni veya şahsi hak sahibi olan eş aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshetmek; konutu kiraya vermek, başkasına devretmek; konut üzerinde ipotek ve irtifak hakkı tesis etmek gibi tasarruf işlemlerini gerçekleştirebilmek için diğer eşin açık rızasını almak zorundadır.
Diğer eşin rıza verme yetkisini haklı sebep olmaksızın eşinden esirgemesi, bu yolla hakkını kötüye kullanması da önlenmeye çalışılmış, böyle bir durum oluşması halinde hak sahibi olan eşe hakime başvurma yetkisi tanınmıştır.
Ek olarak; aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.
1.2. Diğer Eşin Açık Rızasının Şekil Şartı Var Mıdır?
Kanunda herhangi bir şekil şartı öngörülmemiştir. Belirli bir ispat şekli de belirtilmemiştir ancak diğer eşin açık rızasının varlığını ispat yükü aile konutu üzerinde hukuki işlem yapan eştedir. İşlemi yapan eş diğer eşten açık rıza aldığını kanıtlayamazsa yaptığı işlem geçersiz sayılır. Bu sebeple açık rızanın yazılı olarak alınmasını öneririz. Açık rızası bulunmayan eş işlemin iptali için Tapu İptal ve Tescil Davası açabilir. Bu davada yapılan işlemin iptali ve tapu kaydının düzeltilmesi talep edilir.
2. Aile Konutu Şerhi Nedir?
Aile konutu şerhi, bir konutun aile konutu olduğunun tapu kütüğüne tescil ettirilmesidir. Şerhten sonra eşler bu konut üzerinde birlikte söz sahibi olurlar. Bu şerh adeta o konutun aile konutu olduğuna dair bir açıklama ve kanıttır. Bu şerhin tescil ettirilebilmesi için eşler arasında evlilik olması şarttır. Evlilik birliği sona erdiğinde (boşanma, ölüm, butlan vb. haller) konutun aile konutu niteliği ve şerh ortadan kalkar. Eşlerin haklı sebep olmaksızın ayrı yaşadığı hallerde aile konutu niteliği ortadan kalkmazken başkalarına kiraya verilmesi gibi hallerde (aile bireyleri tarafından fiziken kullanılması şart olduğundan) kalkar. Eşler aralarında anlaşarak da aile konutu niteliğini ortadan kaldırabilirler.
2.1. Aile Konutu Şerhi Nasıl Konulur?
Eşlerden biri konutun bulunduğu yer tapu dairesine başvurur ya da eşlerden birinin mahkemeye başvurması üzerine mahkeme kararıyla ilgili tapu müdürlüğüne müzekkere yazılır. Yalnızca aile konutu niteliğindeki taşınmaz ya da taşınıra konabilir. Yukarıda da belirttiğimiz üzere, eşlerin yıl içinde yaşadığı birden fazla konut olsa bile aile konutu şerhi yalnızca bir tanesine konabilir, o da yaşadıkları ana konut olmalıdır. Şerh için gerekli belgeler şunlardır:
- Muhtarlıktan alınmış konutun aile konutu olduğunu gösterir belge
- Evlilik cüzdanı veya tarafların evli olduklarını gösterir nüfus kayıt örneği
- Fotoğraflı nüfus cüzdanı ve fotokopisi
- Vesikalık fotoğraf
- İşlem vekil ile yapılacaksa vekâletname
- Tapu müdürlüğü gerekli görürse bahse konu konutun tapu bilgileri ile aynı olup olmadığının kadastro müdürlüğünce tespit eden belge
Şerhi koyabilmek için aile konutunun maliki, irtifak hakkı sahibi ya da kira sözleşmesinin tarafı (ki diğer eşin kira sözleşmesinin diğer tarafına bildirimde bulunarak sözleşme tarafı haline gelme hakkı da mevcuttur) olan eşin rızası aranmaz.
2.2. Aile Konutu Şerhi Tapu Kütüğüne Tescil Ettirilmediyse Diğer Eşin Aile Konutu Üzerinde Hiçbir Hakkı Olamaz mı?
Yargıtay görüşü, aile konutu şerhinin kurucu değil, açıklayıcı nitelikte olduğu yönündedir. Yani koruyucu hükümlerin etkisi şerh verilmese dahi konutun aile konutu niteliği devam ettiği sürece devam eder. Kısaca şerh bulunmasa dahi malik olan eş diğer eşten açık rıza almadan aile konutu üzerinde tasarruf haklarını sınırlayıcı şekilde kullanamaz. Şerh konulması sadece rıza alınmaksızın yapılan hukuki işlemleri gerçekleşmeden engellemek konusunda kolaylık sağlar. Şerh olmaması durumunda, konutun aile konutu olduğu kanıtlanarak rıza almadan gerçekleştirilen hukuki işlemler geçersiz hale getirilebilir.
3. Bir Eşin Ölümü Halinde Sağ Kalan Eşin Aile Konutu Üzerinde Hakları Nelerdir?
Bir eşin ölmesi üzerine sağ kalan eş Türk Medeni Kanunu’nda yer alan birtakım düzenlemelere dayanarak aile konutunun kendisine özgülenmesini talep etme hakkına sahiptir. Kanun koyucu bu düzenlemeler ile sağ kalan eşin yaşam standardını korumayı amaçlamıştır.
Türk Medeni Kanunu’nun 240.maddesi kapsamında aralarında edinilmiş mallara katılma rejimi bulunan eşlerden sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmek için ölen eşe ait olup yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek ya da bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı talep edebilir. Aile konutunda bulunan ev eşyası üzerinde de kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.
Haklı sebeplerin varlığı halinde sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle aile konutu üzerinde sağ kalan eşe mülkiyet hakkı tanınması da mümkündür. Ancak, miras bırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyun aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan yerlerde bahsedilen bu haklar kullanılamaz.
Türk Medeni Kanunu’nun 279.Maddesi ise aralarında mal ortaklığı rejimi bulunan eşlerden sağ kalan eşe aile konutunun ortak mallara dahil olması durumunda payına mahsuben aile konutunun mülkiyetinin kendisine verilmesini talep etme hakkı tanımıştır. Sağ kalan eş veya ölenin yasal mirasçılarının haklı sebebe dayanan istemiyle intifa ya da oturma hakkı da tanınabilir.
Mal ortaklığı rejiminin ölüm dışındaki bir sebeple son bulması halinde, eşlerden her biri, üstün bir yararının varlığını ispat etmek suretiyle aynı istemleri ileri sürebilir. Yani evliliğin iptali veya boşanma kararı ile evliliği sona erdirme halinde de sağ kalan eş üstün yararının ispat ederek aile konutu üzerinde aynı taleplerde bulunulabilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 652.maddesi de tereke malları arasında aile konutunun bulunması halinde ölen eşe yasal mirasçı olan sağ kalan eşin miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı talep edebileceğini düzenler. Diğer düzenlemelere benzer şekilde yasal mirasçıların haklı sebebe dayanan istemi üzerine mülkiyet yerine intifa ve oturma hakkı tanınabileceği belirtilmiştir. Bu haklar yine miras bırakanın ve altsoyunun meslek ve sanat icra ettiği yerde kullanılamaz ve tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri de saklıdır.
4. Evliliğin İptali veya Boşanma Halinde Eşlerin Hakları Nelerdir?
Evliliğin iptal veya boşanma kararı ile sona ermesi halinde eşler aile konutunu kimin kullanmaya devam edeceği konusunda anlaşabilirler. Anlaşmaları sonucu aile konutunu kullanma hakkını elde eden eş bu hakkı tapu kütüğüne şerh ettirebilir.
Eşlerin aile konutunu kimin kullanacağı konusunda anlaşamamaları halinde ise hakim (hakkaniyet gerektiriyorsa) olayın özelliklerini, eşlerin ekonomik ve sosyal durumlarını ve varsa çocukların menfaatlerini göz önünde bulundurarak bu hakka hangisinin sahip olacağına iptal veya boşanma kararıyla birlikte resen karar verir; bu tarafın konutu kullanma süresini de belirleyerek tapu kütüğüne şerhi için tapu memurluğuna bildirir. Örneğin, mülkiyeti erkek eşe ait olan bir evi, çocuklar kadın eş ile birlikte kalacaklarsa kadına tahsis edebilir.
Hakim aksine karar vermedikçe hak süre bitiminde sona erer ancak süre sona ermeden yararlanan tarafın durumunda değişiklik olması halinde diğer taraf hakimden kararını gözden geçirmesini talep edebilir. Bu değişikliklere yararlanan eşin iyi maaşlı bir iş bulması, haysiyetsiz bir hayat yaşamaya başlaması, yeniden evlenmesi gibi örnekler verilebilir.
Eğer eşler evin sahibi değil de kiracısıysa hakim gerektiğinde konutta kiracı sıfatı taşımayan eşin kalmasına da karar verebilir. Bu kararın verilmesi halinde, kiralayanın sözleşmeden doğan haklarını güvenceye almak için gerekli düzenleme yapılmasına iptal veya boşanma kararıyla birlikte resen karar verilir.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, aile konutu eşlerin ortak mallarına dahil ise mal ortaklığı rejimi evliliğin iptali veya boşanma ile sona erdiğinde de bir eş kendi üstün yararını ispat ederek aile konutu hakkında mülkiyet hakkı talebinde bulunabilir. Yasal mirasçıların haklı sebebe dayanan istemleriyle intifa ya da oturma hakkı da tanınabilir.
5. 6284 Sayılı Kanun’un Sağladığı Haklar Nelerdir?
Bilindiği üzere, 6284 Sayılı Kanun şiddete uğrayan ya da uğrama tehlikesi bulunan kişilerin haklarını korumayı amaçlamaktadır ve bu kapsamda şiddet mağdurları lehine koruyucu ve önleyici tedbirler öngörmektedir. Bu konu hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak isterseniz daha önce yayınladığımız “Yasal Düzenlemeler Kapsamında Kadına ve Aileye Yönelik Şiddet” başlıklı makalemizi okuyabilirsiniz.
Kanun’da aile konutuna ilişkin düzenlemeler de yer almaktadır. Bunlardan biri Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş hakim tarafından verilebilecek koruyucu tedbirlerden biri olan Türk Medeni Kanunu’nun öngördüğü şartların varlığı halinde ve korunan kişinin talebi üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulmasıdır. Bu tedbir şiddet uygulayan eşin konut üzerindeki haklarını diğer eşe ve diğer aile üyelerine zarar vermek amacıyla kullanmasını engellemektedir.
Bir diğer tedbir ise Kanun’un 5.maddesinde düzenlenen hakim tarafından verilebilecek önleyici tedbirler arasında yer alır. 5.maddenin 1.fıkrasının b bendinde şiddet uygulayan eşin aile konutundan derhal uzaklaştırılması ve aile konutunun korunan kişiye tahsis edilmesini düzenlenmiştir. Bu tedbirin amacı ise şiddet mağduru olan eşi ve diğer aile üyelerini olası bir şiddet tehlikesinden korumak ve hayatlarına zor duruma düşmeden devam etmelerini sağlamaktır.
6. Sonuç
Aile konutu, eşlerin evlilik birliği süresince birlikte yaşadığı, anılar ve yaşam faaliyetleriyle dolu özel bir mekandır. Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi, aile konutunun eşler için ne kadar önemli olduğunu vurgulayarak, bu konut üzerinde gerçekleştirilecek hukuki işlemlerde diğer eşin rızasının alınmasını şart koşar. Aile konutuna ilişkin düzenlemeler, eşlerin ekonomik ve sosyal durumlarını korumayı ve evlilik birliğini güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Aile konutu şerhi, bu konutun tapu kütüğüne tescil edilmesiyle eşlerin haklarını güvence altına alır ve şerh olmaksızın dahi aile konutunun korunmasına yönelik hükümler geçerliliğini korur. Ayrıca, bir eşin ölümü, boşanma veya evliliğin iptali gibi durumlarda sağ kalan veya mağdur olan eşin aile konutu üzerindeki hakları, yaşam standardını koruyacak şekilde düzenlenmiştir. 6284 Sayılı Kanun ise aile içi şiddete karşı koruyucu ve önleyici tedbirler sunarak, şiddet mağduru eş ve diğer aile bireylerinin güvenliğini sağlamayı hedefler. Bu düzenlemeler, aile konutunun eşler ve aile bireyleri için taşıdığı hayati önemi pekiştirir. Daha detaylı bilgi ve hukuki destek için tarafımızla iletişime geçebilirsiniz.
Avukat Eylül Elif GERGİN
Öğrenci Stajyer Feray KARAALİ